Sınıflarda çok farklı özelliklere sahip öğrenciler bir arada öğrenim görmektedirler. Her bir öğrencinin sınıfa getirdiği farklı öğrenme alışkanlıkları ve stratejileri, farklı bilgi/beceri düzeyleri, farklı güdülenme seviyeleri ve farklı kişilik özellikleri bulunmaktadır. Bu farklılıkların varlığını kabul eden bir öğretmen, daha etkili bir şekilde, mümkün olduğunca fazla öğrencisine ulaşarak, öğretimini farklılaştırır. Bu noktada öğretmen ne kadar yüksek kaliteli bir öğretim programı uygularsa uygulasın öğrencilerin farklılıklarını göz ardı ediyorsa tüm öğrenciler için etkili öğrenmenin gerçekleşmesi mümkün değildir.
Öğrenciler arasındaki bireysel farklılıklarla ilgili bir değişken olarak kabul edilen öğrenme yaklaşımları kavramı öğrencilerin belli bir okuma parçasını nasıl algıladıkları ve öğrenme işine nasıl giriştikleri üzerinde çalışmalar yapan Marton ve Saljo tarafından ortaya koyulmuştur. Bu alanda yapılan çalışmalar, öğrencilerin bir öğrenme görevini yerine getirirken farklı öğrenme yaklaşımları kullandıklarını göstermiştir.
Derin ve Yüzeysel Öğrenenler,
İlgili alan yazımında öğrenme yaklaşımları kavramı, bireyleri derin ve yüzeysel öğrenenler olarak iki başlıkta ele almaktadır. Yüzeysel yaklaşım öğrenmede asgari düzeye ulaşmayı amaçlar ve alınan bilginin tekrar üretimini sağlayacak alışılmış öğrenme stratejilerini içerir. Derin yaklaşım ise belli akademik konularda becerileri geliştirmeyi amaçlar. Bu yaklaşım; çok okumayı, eski ve yeni bilgileri ilişkilendirmeyi ve anlam oluşturmaya yönelik öğrenme stratejilerini içerir.
Yüzeysel öğrenme yaklaşımını kullanan öğrenci bir konuyu öğrenme sürecinde; o konuyla ilgili her şeyi madde madde hatırlamaya çalışır. Derin öğrenme yaklaşımına sahip olan öğrenciler konuyu anlamaya ve içselleştirmeye çalışırlar. Bu bağlamda çalışma malzemesinde kullanılan kelimeleri birebir hatırlamak önemli değildir; çünkü amaç o konunun ne ifade etmek istediğini anlamaktır bu bağlamda yazarın ya da öğretmenin kullandığı kelimeleri birebir hatırlamak önemli değildir; çünkü amaç o konunun ne ifade etmek istediğini anlamaktır. Uzun sürede; derin yaklaşımla öğrenilenler yüzeysel öğrenmeye göre daha kalıcıdır.
Yapılan araştırmalar incelendiğinde derin ve yüzeysel öğrenen öğrencilerin genel özellikleri
aşağıdaki tabloda özetlenmiştir.
Yukarıda belirtilen özelliklerden de anlaşılabileceği gibi, derin öğrenme yaklaşımı yüzeysel yaklaşımdan daha nitelikli ve daha kalıcı öğrenmeleri sağlayan bir yaklaşım olarak kendini göstermektedir. Derin öğrenme yaklaşımını kullanan öğrenciler; daha nitelikli bir öğrenme süreci oluşturmakta ve daha nitelikli öğrenme ürünlerine ulaşabilmektedir.
Gow ve Sharma (1994) yaptıkları çalışmada, öğrencilerin öğrenme yaklaşımlarını etkileyen faktörleri; “öğretim stili, dersin ve ders anlatımının yapısı, kullanılan yöntem ve teknikler, öğreticilerin istekliliği, geri bildirim sağlanması” olarak belirtir.
Tüm bunlar, öğrenme süreci ve öğrenme-öğretme bağlamı ile yakından ilişkili değişkenlerdir. Bu çerçevede; öğrenme sürecini çok iyi bir şekilde planlamanın öğrenme yaklaşımları açısından etkisi de ortaya çıkmaktadır. Öyleyse; öğrencilerde derin öğrenme yaklaşımı oluşturmaya uygun ortamlar hazırlanması ve uygun öğrenme-öğretme modellerinin uygulanmasıyla tüm öğrencilerde derin öğrenme yaklaşımının geliştirilebileceği düşüncesi ortaya çıkmaktadır. İlgili literatür incelendiğinde problem temelli öğrenme, yaşantısal öğrenme, işbirliğine dayalı öğrenme ve farklılaştırılmış öğretim gibi öğrenen merkezli öğrenme modelleri ve öğretim yöntemlerinin derin yaklaşımı sağlamada bir seçenek olarak sunulduğu görülmektedir.