"Onlar ne biliyorlar?
Sınıfa girmiyorlar.
Asıl iş sınıfta.
Oturdukları yerden yazıyorlar.
¨Gelsin de kendileri uygulasınlar." şeklindeki ifadelere öğretmenlerin kendi aralarındaki sohbetlerinde sıkça tanık olmuşuzdur. Bu eleştirilerin kısmi haklılık payı bazı akademisyenler için geçerli olabilir lakin benzer eleştiriyi sınıfa giren ama mesleği ile ilgili bilgi, beceri ve etik açıdan gözden geçirilmesi gereken kitleyi de göz önüne alarak yapmak gerekir. Akademisyen de bir öğretmendir. Hem bilgiyi üreten hem de düşüncelerini öğrencilerine öğretendir. Öğretmen de kişisel çabasıyla ve özveriyle bilgi üretiminde bulunabilir.
Öğretmen ve akademisyen arasındaki ilişki aşçı ve garson arasındaki karşılıklı ilişkiyle benzerlik gösterir. Burada akademisyen yalnızca veren değildir aynı zamanda alandır. Pek çok öğretmen akademisyenlerin yaptığı araştırmalara katkı sunarak, ilgili araştırmanın parçası, yürütücüsü olarak bilgi üretiminin içerisinde yer almaktadır. Herhangi bir konuda bilgiye ihtiyaç duyduğumuzda, ihtiyacımız olan bilgiye ulaşamazsak ilk akademisyeni suçlarız. Ama bulduğumuzda da teşekkür etmeyi de ihmal etmemeliyiz. Merak ettiğimiz bir konu olduğunda kavramsal giriş düzeyinde bile olsa derli toplu bir esere rastladığımızda kendimizi şanslı hissederiz. Yapılan işleri küçümsemek için eleştirilerden uzak durmamız gerekir. Bu eleştiriler bize ne kazandırır? Kazandırmaktan ziyade bizden bir şeyler götürür. Araştırmaların parçası olduğumuzda akademisyen-öğretmen arasındaki suni tartışmanın da dışına çıkarak kendimizi daha geliştirebiliriz.
Kendimizi biraz da araştırmacı öğretmen olarak geliştirmemiz kendi karşılaştığımız güçlükleri yenmemize ve bilgi üretim sürecine daha fazla katkı yapacağını düşünüyorum. Araştırmacı öğretmen olmak için ciddi bir deneyime ve fırsata sahibiz. Her gün araştırma sahasının içerisinde sahanın tüm aktörleri birlikteyiz: Yönetim, meslektaşlar, öğrenciler, veliler... Yapmamız gereken yaşadığımız sorunlarla veya merak ettiklerimizle ilgili sistematik araştırma yöntem ve tekniklerinin metne yansıdığı dokümanlar oluşturmak. Okullarımızda akademik anlamda çalışma yapan öğretmen arkadaşlarımızdan da destek alarak ya da kişisel okumalar gerçekleştirerek bilimsel araştırma yapmış oluruz. Araştırmacı öğretmen olarak bilimsel uğraşının içerisinde olmak hem kendimizi geliştirirken hem de mesleğimizin gelişmesine katkı sağlayacaktır. Öğretmenlerin bilgi paylaştıkları forumlar, web siteleri, bloglar bulunmaktadır. Burada unutmamamız gereken bilimselliktir. Bilimsel araştırmalar yönteme bağlı olarak yapılır. Yöntem araştırma problemine bağlı olarak seçilir. Yöntem seçiminde paradigmalar belirleyici olmaktadır. Araştırma probleminiz ve paradigmanız arasındaki tutarlılık bilimsel araştırmanızın başlığından, yönteme, bulgular, sonuç ve önerilere kadar etkilemektedir.
Özellikle yabancı literatürden son yıllarda önemli referans kitaplar Türkçeye kazandırılmıştır. Uluslar arası literatür yalnızca konuda değil eğitimle ilgili farklı alanlarda da muazzam yayına sahiptir. Yalnızca Taylor&Francis 'te eğitimle ilgili süreli yayın sayısı 256'dır. Buradaki süreli yayınların en az 10 yıldan beri yılda dört sayı her bir sayıda 10 makale ile çıktığını düşünürsek bilginin ne kadar fazla olduğunu görebiliriz. Eylem araştırması özellikle öğretmenlerin araştırmalarına kaynaklık eden ve konuyla ilgili literatürün zengin olduğu bir araştırma yöntemidir. Eylem araştırmasının içerisinde yar almak kurumunuzun, kendinizin, öğrencilerinizin, meslektaşlarınızın gelişimine katkı sağlayacaktır. Bu doğrultuda önerim Nitel Araştırma Yöntemleri ile ilgili referans bir kitap edinmenizdir.