“Ne ararsan ara kendi içinde ara" demişti Mevlana;
Kendini hala arayan bir yeniçağ dervişinden;
FELSEFE ve DEĞERLER
Benim işim yenilikle, yaratıcılıkla.. Eleştirel bakıp sorgulamakla.. Sistemlerin içindeki sıkıntıları bulup geliştirerek daha iyiye götürmekle.Yeni bakış açıları, yepyeni yaklaşımlar sunmakla.
Araştırmaktan, okumaktan, yazmaktan, yeni bir şeyler üretmekten, sentezlemekten ve tüm bunları paylaşmaktan inanılmaz keyif alıyorum. Disiplinler arası çalışmaya, alakasız şeyleri bir araya getirmeye bayılıyorum.
Eğitime değil hayat boyu öğrenmeye, eklektik ve hibrid modellere, otodidakt öğrenmeye inanıyorum.
Artık bilgi yığınlarına değil, gelecekte kullanabileceğimiz yetkinliklere ihtiyacımız var. Yaratıcılık, eleştirel düşünme, esneklik, iletişim, işbirliği gibi becerileri yaymaya, kendimde ve çevremdeki insanlarda bunları geliştirmeye çalışıyorum.
İnsanların hayatlarına farklı kanallar üzerinden dokunmayı seviyorum. Koçluk, eğitmenlik, yazarlık, drama, tiyatro, projeler hep benim araçlarım.
Tek başına tek bir modele bağlı kalmak bana göre değil. Her insan farklı ve eşsiz. Her kurumun düzeni, beklentisi farklı. O yüzden ihtiyaca yönelik hizmet vermeyi, terzi usulü sistemler geliştirmeyi tercih ediyorum.
Hikayeler anlatmayı, senaryolar yaratmayı, insanların içindeki gizli kalmış potansiyelleri çıkarıp bunu onlarla paylaşmayı seviyorum.
Çevremdeki her şeyden besleniyorum; insanlardan, okuduklarımdan, duyduklarımdan. Algılarımı açıp hayatı 360 derece yakalamaya çalışıyorum.
Farkındalık, değişim, öğrenme, ilham, pozitif enerji, merak, keşif, yenilik, yaratıcılık, tutku, motivasyon, okumak, araştırmak, gözlem, yazmak, oynamak, tasarlamak, sentez, hikaye, gelecek, hayal, vizyon, paylaşmak benim kelimelerim.
Kendimden sürekli yeni benler yaratıyorum, yeni sentezler ve tasarımlar..Geçmişten öğrenerek geleceği keşfetmeye çalışıyorum.
GEÇMİŞTEN GELENLER
Steve Jobs bir konuşmasında hayatımızdaki noktaları birleştirmenin öneminden bahsediyordu.
Hayatımız boyunca elde ettiğimiz birikimlerimizin gelecekte bir gün birleşerek bir bütün olacağını vurgulamıştı.
Hayatta boşa yapılmış hiçbir şey yoktu.
Hiçbir şey tesadüfi değildi.
Her şeyin bir gayesi vardı.
Ben de gayelerimden birini keşfettiğimde henüz mezun olmuştum.
Ve hayatın bana getireceklerinden habersizdim.
Noktalar
Tiyatro, edebiyat, kültür, sanat, felsefeyle dolu; okuyarak, oynayarak, yazarak geçen ilkokul ve lise döneminden sonra üniversiteye girmiştim.
Eğitim: Üniversite bana en sevdiğim 3 alanı getirmişti: Sosyoloji Psikoloji ve Felsefe.
Üzerine bir de çocukluk merakım tiyatro eğitimi eklenecekti. İlk iş deneyimim olan tiyatro ve yazarlıktan ilk paramı kazanacaktım.
Sosyolojiyle birlikte Pedogojik Formasyon da alıyordum, ama bir şeyler eksikti. Güzin abla geçmişim beni Koçluk ve NLP eğitimi almaya yönlendirdi. Bunu proje yönetimi, girişimcilik ve fütürizm gibi eğitimler takip etti.
İş/Deneyim: Üniversiteyle birlikte çeşitli sektörlerde çalışmıştım. Reklamcılık, pazarlama, yazarlık, oyunculuk, eğitmenlik, senaryo asistanlığı, koçluk gibi alanlarda deneyimlerim oldu. AB Gençlik projelerinde, sivil toplum kuruluşlarında, uluslararası etkinlik ve organizasyonlarda görev aldım.
Eğitim alanında anaokulu, ilkokul, ortaokul, lise öğrencileri ve ardından üniversite ve yetişkinlerle eğitmenlik-öğretmenlik deneyimi kazanarak zincirin halkalarını tamamlamış oldum.
Bir GAYE’nin Doğuşu
Eğitim sitemiyle ilgili derdim vardı!
Üniversitedeydik,
Sistemden fena halde şikayetçiydik.
Ne yapacağımızı bilmiyorduk, geleceğimizle ilgili umutsuzduk.
Çevremdeki birçok kişi kendini tanımıyordu, gelecek planları yoktu ve mutsuzdu.
Kendimden, çevremden, öğretmenlerden, arkadaşlardan onlarca gözlem ve şikayet topladım.
Lily Tomlin diyordu ki; “Sorunlarla ilgili neden birilerinin bir şeyler yapmadığını hep merak etmiştim, sonra fark ettim ki, o birileri bendim.”
Bir süre sonra “Neden hep şikayet ediyoruz?” Neden bir şeyler yapmıyoruz? diye düşünürken buldum kendimi.
Değişim seninle, benimle, bizimle başlayabilirdi!
Dünyayı kurtaramayabilirdim, ama kendi ulaşabildiğim yerlerde değişimin bir parçası olabilirdim.
Dağları, tepeleri aşmam gerekmiyordu, denize bir taş atıp onun yaydığı dalga ve salınımlarını izleyebilirdim.
En iyi yaptığım şeyleri, elimdekileri ortaya koyarak başlamaya karar verdim.
“Ben ne yapabilirim?” diye sordum. “Neyi iyi yapabilirim?”
Çeşitli iş deneyimlerim, aldığım eğitimler, gözlemlediğim şeyler, çocukluktan kalma meraklarım vardı.
Yeteneklerimi ve geçmiş birikimlerimi sentezleyebilirdim.
Karanlıktan şikayet ediyordum, sonra bir ışık yakmaya karar verdim ve ortaya GAYE çıktı:Geleceğini Ayarlama Enstitüsü
Peki neydi GAYE?
GAYE, gençleri hayata ve geleceğe hazırlayan bir gençlik değişim-gelişim projesiydi. Gençler GAYE’yle birlikte kendilerini tanıyacak, gayelerini bulacak, hedeflerini belirleyecek, vizyonlarını geliştirip projeler üretebilecekti. Geleceğe güvenle bakabilecek ve daha sağlam adımlar atabilecekti.
Beykoz'dan Brüksel'e Yolculuk
Ve artık sahaya çıkma vaktiydi.
TOG'la ilk adımlarımızı Beykoz’da lise öğrencileriyle attık. 10 binlere hitap edemesek de 10 öğrenciyle işe başlamıştık.
Ardından bu sayı katlanarak devam etti. 1,5 sene içinde 5 farklı ilçede 600’ü aşkın çocuk ve gencin hayatına dokunduk.
Kariyer-gelecek yönetimi, kendini tanıma, proje yönetimi, 21.yy becerileri üzerine atölyeler, üniversitelerde paneller ve seminerler düzenledik. Proje grupları oluşturduk. Koçluk ve mentorluk desteği verdik.
Nihayet bu çalışmalarımız meyvelerini verdi, gayelerini netleştiren öğrencilerimiz oluştu.
Lise grubunda çalıştığımız gençlerin üniversite başarılarına tanık olduk. Üniversite gençleriyle çalıştığımız grubun çıkardığı projelere ve gönüllü olma süreçlerine şahit olduk.
GAYE ile atölyeler ve koçluk görüşmeleri yapmaya devam ederken fütürizmle, sosyal girişimcilikle, AB projeleriyle tanıştım. Kariyerist, Fütüristler Derneği, SOGLA, YAŞÖM’le yollarımız kesişmişti.
Bu süreçte çok değerli mentorlar ve yol arkadaşları edindim.
Noktalar birbirini çekmeye başlamıştı.
Yurtiçinde çeşitli şehirlerde sosyal girişimciler buluşmaları ve kamplara davet edildik. Projemizi geliştirme, yaptıklarımızı anlatma ve tanıtma fırsatı bulduk.
Bu sırada hayatımı proje bazlı oyunculuk, yazarlık yaparak, belediyelere oyun satarak, özel ders vererek kazanmaya başlamıştım. Bir taraftan da GAYE'ye gelir sağlıyordum.
GAYE'nin gelişmeye devam etmesi önemliydi, çocukların ve gençlerin hayatlarına dokunacak yepyeni öğrenme modelleri keşfetmek için yolculuk vaktiydi.
Almanya’da akran eğitimi projesinden davet aldık.
Veee ilk kez GAYE’yle yurtdışına çıktım. Beykoz'da başladığımız GAYE yolculuğumuz Almanya ve Belçika’ya uzanmıştı. Orada hem akran ve kolaylaştırıcılık üzerine eğitim aldık hem de Türkiye'yi temsilen yetişkin akran eğitimcilere GAYE’yi ve yaptığımız çalışmaları “en iyi uygulamalar” başlığı altında anlattık.
Çeşitli yarışmalarda aldığımız destek ve ödüllerden sonra KariyerİST Proje Yarışmasında gelen birincilik ve dünyanın en büyük uluslararası sosyal girişimci ağı olan Ashoka’nın ChangemakerXchange programına seçilmiş olmamız çalışmalarımızı taçlandıran önemli bir motivasyon kaynağı oldu. Bu sayede dünyanın diğer genç sosyal girişimcileriyle bir araya geldik, yeni işbirlikleri ve projeler geliştirerek güçlü bir bağ kurduk.
Bu süreçte hem eğitim tasarımı, organizasyon, proje yazma-geliştirme konularında uzmanlaşırken, hem de uluslararası alanda ve sahada çalışarak deneyim kazanmıştım.
GAYE’yle birlikte kendimi ve hayatımı bir kez daha keşfediyordum.
Halen GAYE ile birlikte projeler yazmaya, eğitmenlik ve koçluk yapmaya devam ediyorum. SOGLA, Fütüristler Derneği, KariyerİST Yönetim kurulunda ve Optimist Dergi’de yazar-muhabir olarak çalışmalarımı sürdürüyorum.
Peki ya gelecek?
GELECEKTEN ESİNTİLER;
Bilime ve akademik çalışmalara önem veriyorum. Ancak akademinin dört duvar arasında yapılabileceğine inanmıyorum. Bu yüzden disiplinlerarası bir alanda bilimsel altyapıyla birlikte sahada işler yapmaya, insanların hayatlarına dokunmaya devam etmek istiyorum.
Yaratıcılığımı, potansiyelimi, üretkenliğimi kullanabileceğim, yenilikler katabileceğim iş ve projelerde yer almak,
Topluma ve yaşadığım çevreye katkıda bulunmak, etrafımdakilere ilham verip, güzel şeyleri çoğaltmak,
Geçmişten güç alarak geleceğin özgün ve sentez modellerini tasarlamak,
Fark yaratan, değer katan, iz bırakan işlere imza atmak istiyorum.
Tam da bu düşüncelerle yoluna devam ederken, hayatın tesadüflerine inanmayan bu kızın yolu bir gün bir öğrenme yoldaşıyla kesişti: Kayhan Hocayla.
Kayhan hoca ¨Eda gel birlikte çalışalım¨ dedi ve Eda Yenilikçi Öğrenme Merkezi'nde Eğitimci ve danışman olarak çalışmaya başladı. Şimdi Eda’nın hikayesinde yepyeni bir dönem başlıyor. Yenilikçi Öğrenme Merkezi'nde Kayhan hocayla birlikte noktaları keşfetme ve birleştirme merakıyla daha çok insana öğrenme yoldaşlığı yapmak için sabırsızlanıyor!